Çalışma Ekonomisi

İnsanlar yaşamak için en temel ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Yiyecek, içecek, barınma gibi temel yaşamsal ihtiyaçların yanı sıra eğlenmek, seyahat etmek, çeşitli etkinliklere katılmak gibi asgari geçim dışında ihtiyaçlar da söz konusudur. Çalışmak, bu ihtiyaçların karşılanabilmesinde çoğu insan için alternatifsiz ve tek yol olabilir. Ancak kimi zaman çalışma bireyin toplumsal olarak kendini ifade etmesi, özsaygı sağlaması gibi kendisine mutluluk veren bir faaliyet olduğu için de tercih edilebilir. Çalışma kimleri için bir lanet ya da ıstırap olabileceği gibi, kimileri için de kişisel tatmin, özgürlük ya da mesleki vatandaşlık olabilmektedir. Çalışmanın kavramsallaştırılması kültüre, yaşanılan dönem ve bölgeye göre farklılıklar göstermektedir (Budd, 2011). Tarih boyunca çalışma ve çalıştırma ilişkisi var olagelmiştir. Günümüz toplumlarına gelinceye dek özü ve niteliği değişse de çalışma ve çalıştırma ilişkisi farklı görünümlerle yaşandığı gibi konunun incelenmesi de farklı bakış açılarıyla olmuş pek çok fikir ve teori ortaya çıkmıştır (Törüner & Lordoğlu, 1991, s. ix).

Çalışma ve işgücü piyasalarında yer alma konularını ekonomik yönden ele alan çalışma ekonomisi kapitalist ekonominin temel piyasalarından olan işgücü piyasalarına ilişkin makro belirleyicilerden olan istihdamdan bölüşüm kategorisi olan ücrete kadar uzanan pek çok disiplini inceleyen bilim dalıdır (Özkaplan,1994, s. 1). Çalışma ekonomisi disiplini temelde emek faktörünün üretim sürecinde yer alması, işgücü piyasalarının yapısı, işlevleri ve çıktıları ilgilenmektedir[1]. İşgücü piyasalarında yer alan işçi-işveren-devlet ve sendikalar gibi aktörlerin davranışları ile emek faktörüne yapılan ödemeler ve sunulan çalışma koşulları gibi konular da çalışma ekonomisinin kapsamında yer almaktadır (McConnell, Brue & Macpherson, 2006, s. 1). Genel olarak emek faktörünün üretim süreci içindeki konumunu ve bu konumun sonuçlarını analiz eden çalışma ekonomisi bu yönüyle sosyal politika uygulamalarının ihtiyaç duyduğu teorik altyapıyı sunmaktadır (Ceylan-Ataman, 2016, s. iii).

Modern mikro ve makro teorileri içeren çalışma ekonomisi disiplini; emek arzı, emek talebi, işgücüne katılma oranı, sendikaların işgücü piyasaları üzerindeki etkileri, kamunun işgücü piyasaları üzerindeki etkileri, ücretler ve ücret farklılıkları, eğitim ekonomisi ve beşeri sermaye gibi konuları incelemektedir (Mehmet & Kılıç, 2009, s. 1; Biçerli, 2011, s. 13; Ceylan-Ataman, 2016, s. 6).

Çalışma ekonomisinde ekonomi biliminin çalışma alanında iki analiz düzeyi kullanılmaktadır. Bunlardan ilki ekonometrik yöntemlerin kullanıldığı düzey, ikincisi de psikoloji, sosyoloji, hukuk gibi konuların da devreye girmesiyle sosyal politika ağırlıklı yaklaşımların kullanıldığı düzeydir. Ekonomi ile sosyal politikaların kesişme noktasında yer alması nedeniyle çalışma ekonomisi daha çok sosyal ekonomi perspektifi olarak ele alınmaktadır (Ceylan-Ataman, 2016, s. 8). Çalışma ekonomisi her ne kadar adında ekonomi kelimesini barındırsa da sosyal politika içeriklerinin yoğun olduğu olan bir alandır (Ceylan-Ataman, 2016, s. v).


[1] Emek ve işgücü kavramlarının kitap içindeki kullanımında birey olarak bireysel ve kavramsal düzeydeki kullanımlarda emek, tanım ve piyasa düzeyinde ise işgücü biçiminde kullanımı tercih edilmiştir.

Budd, J. W. (2011). Çalışma düşüncesi (F. Man, Çev). Ayrıntı Yayınları.

Ceylan-Ataman, B. (2016). Çalışma ekonomisi teori ve politikalar (2. Baskı), İmaj Yayınevi.

McConnell, C. R., Brue, S. L. & Macpherson, D. A. (2006). Contemporary labor economics. (7. Baskı). McGraw-Hill Education.

Mehmet, Ö., & Kılıç, C. (2009). Çalışma ekonomisi teorisi.  Gazi Kitapevi.

Özkaplan, N. (1994). Çalışma ekonomisi (2. Baskı). Kavram Yayınları.

Törüner, M. & Lordoğlu, M. (1991). Çalışma ekonomisi. Beta Basım Yayım Dağıtım.

Share this content: